Kalbin Varlığı

Kalbin Varlığı

Akıllı ve basiretli insanlar bilin ki, bir şeyin hakikatini bilmek, ancak onun varlığının anlaşılmasından sonra mümkün olur. O halde önce kalbin varlığını, sonra hakikatini, ondan sonra da ordu ve aşiretini, daha sonra da sıfatını bilmek lazımdır, sıfatı bilinince, bunun Allah Teâlâ’yı tanımaya nasıl vesile olduğu; saadet ve şekavete ne şekilde sermaye olduğu anlaşılır. Bunlar, -Allah’ın izniyle- tafsilâtıyla anlatılacaktır.

Bil ki, kalbin varlığı iki delil ile sabittir: Delillerden biri şudur: İnsanın kendi varlığında şüphesi yoktur. İnsan varlığının fiziki yapısıyla olmadığı da bir gerçektir. Çünkü ölülerin de bir fiziki yapısı vardır. Ancak ölülerde kalp yoktur. Kalpten maksat ruhtur.

Diğer bir delil de şudur: Bir kimse gözünü yumup kendi bedeninden, yerden, gökten ve bütün duyulanlardan duyularını alıkoyduğu anda bile kendi varlığını kesinlikle bilir. Bu itibarla anlaşılıyor ki, kalp (ruh) bedensiz de mevcuttur. Çünkü bundan anlaşılıyor ki, vücut örtüsünün kalkmasıyla insanın hakikati yok olmaz.

Kimya-i Saadet – İmam-ı Gazâli